Ümüş ŞAHİNGÖZ
Şehit Düştüğü Tarih: 14 Eylül 2001
Şehit Düştüğü Yer: İstanbul Küçükarmutlu
Doğduğu Tarih: 1969
Doğduğu Yer: Yozgat, Şefaatli ilçesi,
Halaçlı Köyü
Mezar Yeri: Karşıyaka Mezarlığı, Ankara
Emperyalizmin devrimci
tutsakları teslim alma saldırısına karşı başlatılan büyük direnişte, Ümraniye
Hapishanesinde ölüm orucunu başladı. 19 Aralık katliamını yaşadı. Tereddütsüz devam
etti direnişine. Direnişinin ilerleyen günlerinde tahliye edildiğinde ölüm
orucunu Küçükarmutlu'da sürdürdü ve büyük bir
kararlılık ve iradeyle sürdürdüğü ölüm orucunda şehit düştü.
“Apoların, Hasanların, İdillerin, Berdanların
açtığı yoldan gitmekten onur duyuyorum. Bizler şehitliklerimizle ölümü de kollektifleştiriyoruz.”
Böyle diyordu direnişini
sürdürürken.
Ümüş
Şahingöz, 1969 yılında Yozgat'a bağlı Şefaatli ilçesinin
Halaçlı köyünde doğdu. Lise yıllarında devrimcilere sempati duymaya başladı.
1992’de örgütlü bir devrimci oldu. Devrimciliğiyle birlikte yeni bir insan
oldu, halk ve vatan sevgisini öğrendi.
Ben örgütlendikten sonra,
bütün insanları sevmek gerektiğini öğrendim. Bu örgütün bana kazandırdığı en büyük
şey sevgiyi öğretmek oldu. Yani düzende kafamı bozan, her hangi bir şeye kızdığım
bir insanı çok kolay kaldırıp atarken, burada hiç bir insanın kaldırılıp
atılamayacağını, herkese harcanan emeği, yüzyüze
tanımadan halkım dediğimiz insanları sevmeyi ve neden onlar için savaştığımızı
öğrendim."
Ona, ölüm yürüyüşünde 330 gün
hücre hücre erirken direnme iradesini, kendini halkı
için feda etme bilincini ve gücünü veren işte buydu.
Örgütlü olduktan sonra, önce
köyünde, Yozgat’ta mücadele etti. Ardından değişik yerlerde görevler üstlendi.
Artık onun için aslolan mücadeleydi. Bu düzen
değişmeliydi. Bu düzeni değiştirmek gerekti. Bu da devrimcilikti. Ankara’da,
Malatya’da, Bursa’da, nerede ihtiyaç olursa, orada görev aldı. İşçiye de,
memura da, öğrenciye de gitti. Devrimi anlattı. Zulme karşı mücadele öğretti,
örgütledi.
1997 Mart’ında gözaltına alınarak
tutuklandı. Önce Kocaeli, sonra Sağmalcılar ve en son Ümraniye hapishanesine
konuldu.
İktidarın F Tipi hapishaneler
saldırısı gündeme geldiğinde, ölüm orucu gönüllülerinden biri oydu.
Alnına bir ölüm orucu direnişçisi
olarak kızıl bandını kuşandığı andan itibaren 330 gün boyunca açlığa, zulme,
katliamlara, işkencelere direndi. 330 gün boyunca, rüşvetleri, düzenle
uzlaşmayı elinin tersiyle itti. Onun için yalnız direniş, yalnız zafer vardı.
Devlet Ümüş
Şahingöz’ü tahliye ederek onun direnişini kıracağını
düşündü. Haydi git, hayatını
yaşa dedi,
kapitalizmin yoz ahlakını önüne koyarak.
Ümüş’ümüzün
cevabı tereddütsüzdü. Söz vermişti, söz tutulacaktı. Ambulansla getirdiler onu Armutlu’daki direniş evine.
Ümüş
Şahingöz, ölüm orucunu sürdürdüğü Armutluda 14 Eylül’de
şehit düştü.
***
ÜMÜŞ ŞAHİNGÖZ'ün
Ölüm Orucuna
Gönüllülük Yazısı:
MERHABA
Ölüm Orucu programı
açıklanmadan önce, böyle bir sürece evrileceğimizi
tahmin ediyordum. Bazı arkadaşlarlada konuşmuştuk.
Ölüm Orucu gönüllüsü olabilmek bile mutluluk veriyordu. Çünkü bu sefer
gönüllüler biz olacaktık. Çünkü ben 96
ölüm orucu döneminde dışardaydım ve beklemedeydim,
bende bunun bir vicdanı rahatsızlığı da vardı.
Program kitleye okunmadan
önce ben yazıyı görmüştüm. O zaman ben gönüllü olurum elbette ama seçilmem diye
bir düşünce geçti kafamdan. Kaç kişi olabileceğini düşünmemiştim. Ama .... buradaydı ve ilk kafamda
şekillenen o olmuştu.
Şube tavrımın
seçilmememde etkili olacağını düşünüyordum. Buna layık görülmeyeceğimi
düşündüm. Kitleye açılıp tartışılmaya başladıkça ben seçilmeliyim diye düşündüm.
Ama kimin seçilmeyeceğini bir türlü kafamda oluşturamadım. Mutlaka herkes ben seçilmeliyim
diye düşünmüştür. Herkesin umudu budur elbette.
Ben ilk örgütlendiğimde,
temelleri devrimciliğe dayanmıyordu. Yani devrimcilik yapmaya başladığımda.
Daha doğrusu niye devrimci oldum sorusuna cevap olarak, biraz aradığım ilişki
tarzını bulmuştum, ve çevreden kurtulmak istiyordum.
Bu düzene karşıtlığım, tepkilerim de vardı. Bütün bu düşüncelerime cevap
veriyordu.
Ben örgütlendikten sonra,
bütün insanları sevmek gerektiği öğrendim. Bu örgütün bana kazandırdığı en
büyük şey, sevgiyi öğretmek oldu. Yani düzende kafamı bozan, her hangi bir şeye
kızdığım bir insanı çok kolay kaldırıp atarken, burada hiçbir insanın
kaldırılıp atılamayacağını, herkese harcanan emeği, yüzyüze
tanımadan halkım dediğimiz insanları sevmeyi ve neden onlar için savaştığımızı
öğrendim.
Partimi tanıdım. Kendimi
tanıdım. Kendimi buldum yani. Evet eksiklerim,
hatalarım, yanlışlarımla geldim buraya. Şimdi geriye dönüp baktığımda pek çok
utandığım, bunu da nasıl yaptım dediğim şeylerin doğrusunu öğrendim.
İnsan gerçeğimizi, kendi
gerçeğimi gördüm.
Onurum namusum ahlakım
için burdayım her şeyden önce.
Herşeyden
önce 96'daki gibi kitleye açılacak ve biz gönüllü olacağız diye düşünüyordum.
Bugünkü gibi bir platform düşünmemiştim.
İlk önce böyle bir
platforma alındığım için çok mutlu oldum, onur duydum. En azından seçilebileceklerin
arasındaydım. Ben mutlaka seçilmeliyim, bu grubun içinde ben olurum diye
düşünmeye başladım. (...) Yine dar düşündüğümü gördüm.
Hücrelere her şeyden önce
onurum, namusum, ahlaki değerlerim için direneceğim. Hücrelere direnmek bir
ahlaki meseledir diye düşünüyorum. Yalnız, tek başına insanlardan,
sevdiklerinden ayrı bir yaşam düşünemiyorum.
Ölümse burda ölüp hücrelere girmeyeceğim. Ve ben ölüm orucu
gönüllüsüyüm, çünkü ben partide hayat buldum yeniden doğdum. Bu can partinindir.
Ve ben seve seve vermeye hazırım.
Şunu biliyorum artık
bizim ölümlerimiz diğer yoldaşlarımızın hücrelere girmemesini sağlayacak, bizim
ölümlerimiz bu ülkede devrimi yapacak.
Ve ben ölüm orucuna
seçilmek istiyorum. Seçileceğimi de düşünüyorum. Bu mütavazilikten
yoksun bir tarz olabilir. Seçilemeyeceğimi düşündüğüm zamanlar kendimi
boğuluyor gibi hissediyorum.
Ölüm orucu eylemi ile
zaferi kazanacağımıza inanıyorum.
Eğer ki seçilirsem,
partime, halkıma ve alnıma takılan banta asla leke
sürmeyeceğim ve onlara layık olacağım. Partimin bana öğrettikleri doğrultuda.
Selamlar,
saygılar
ÜMÜŞ
***
ÜMÜŞ ŞAHİNGÖZ'ün Ölüm Orucu direnişçisi olarak
seçildikten
sonra, Partiye, Önderliğe Mektubu
PARTİME,
ÖNDERİME
Aylarca tartıştık,
seçilip seçilmemenin heyecanını yaşadık hep birlikte. Bazen seçileceğimizi düşünüp
sevinirken, bazen seçilemeyeceğimizi düşünüp hüzünlendik.
Bugün seçildik. Bu onurlu
görev bize verildi. Bu duyguları, insanın içinde yaşadıklarını anlatmak mümkün
değil. Bu bir depreme benziyor.
Çok sevindim, mutlu
oldum. Bunu kimseyle paylaşmamak gerekiyordu. İçim içime sığmıyor, kıpır kıpır oluyordu. Dere yatağına sığmayan bir nehire benzediğimi düşünüyorum ilk anda. Herkese duyurmak
istiyorum.
Sonra herkesle paylaşmaya
başladığımızda mutluluğum bir kat daha artıyor. Yoldaşlarımızla paylaştığımız
mutluluğu, yaşadıklarımızı hiç kimse bizim gibi yaşayamaz. Çok güzel duygular
işte, insan sadece bunun için bile
ölebilir diyorum.
Dışarıda hep kıra gitmek
istedim olmadı. Hala hayalimdir çıktığımda kıra gitmek ya da SPB savaşçısı
olmak. Ama bugünden itibaren hayıflanmıyorum. Bir SPB savaşçısı olarak silah
sıkamasam da düşmana bugün bedenimi bir silaha dönüştürmenin mutluluğunu
yaşıyorum.
Onurlu bir görev, 84'ten
bugüne hayranlıkla baktım ölüm orucu savaşçılarımıza. Bugün onların yolundan
gitmek ayrıca onur veriyor.
Ben devrimden sonrayı
hayal ederdim. O zaman Önderliğimizin ülkeye girişini, görmeyi düşünürdüm.
Bugün kendimi önderliğimizi görmüş gibi hissediyorum. Daha yakınımda, bana güç
verdiğini görüyorum. Bundan ayrıca mutluluk duyuyorum.
Bu onurlu göreve layık
görüldüğüm için çok mutluyum.
Biz ne zaman ki bir
direnişe başladık, hep zaferle çıktık. Zafere olan inancım sonsuz. Şimdiden
kazanacağımızı biliyorum. Zaferi şehitlerimizle kazanacağımızı biliyorum. Sabo
gibi, İdil gibi şehit düşeceğim.
Beni bu onurlu göreve
layık gören Partime, şehitlerimize, halkıma layık olacağım.
Asla ve asla alnıma takılan
kızıl banta leke sürmeyeceğim.
Ayrıca Hüsamettin şehit
düştüğünde, birlikte tahliye olsaydık, belki aynı birlikte olurduk ve birlikte
şehit düşerdik diye düşünmüştüm. Ondan sonra daha çok seçilmeyi istemiştim. Bu
bandı bir kez de Hüsamettin için takacağım. Ve Hüsamettin'e layık olacağım.
Bu onurlu görevi onurumla
yerine getireceğim.
YAŞASIN ÖNDERİMİZ DURSUN
KARATAŞ
YAŞASIN DEVRİMCİ HALK
KURTULUŞ PARTİSİ-CEPHESİ
12
KASIM 2000
ÜMÜŞ
ŞAHİNGÖZ
***
Zeynep
Arıkan ve Ümüş Şahingöz'ün Ortak Açıklaması:
Basına ve
Kamuoyuna
Biz Zeynep Arıkan ve Ümüş Şahingöz Ölüm Orucu direnişimize Küçükarmutlu'da,
halkımızın içinde devam ediyoruz.
Direnişimiz uzun zamana
yayıldı. Öyle ki, dünyanın her köşesinde ölüm orucu eylemimizin yankılarını
duyuyor, hissediyoruz.
Ölüm orucu direnişimize
20 Ekim 2000 tarihinde başladık. O tarihten itibaren düşmanın baskıları ile
karşılaştık. 19 Aralık tarihinde "Hayata Dönüş" operasyonu adı
altında katledildik. Yanı başımızda pek çok arkadaşımız kurşunlanarak
yaralandı, katledildi. Operasyon sonrası bizi zorla müdahale ile direnişimizden
vazgeçirmek için hastanelere taşıdılar. Neredeyse direnişimizin yarısını
hastanelerde geçirdik. Tedavi adı altında yoldaşlarımızı yaşayan ölülere
çevirdiler. Bir çok insanımız Korsakof
hastalığına yakalanarak bilinç kaybına uğradı.
Şimdi de tahliye adı
altında direnişi kırmak için sokağa attılar.
Direnişi bitirmek için
devletin politikalarından biri hastanelere götürmekti. Hastanelerde direnişimizi
sürdürdük. Hastaneler politikası devletin açmazıydı. Açmaz hiçbir zaman bizim olmadı.
Açmaza düşen devletin kendisydi. Hastane politikası
direnişimizi kıramayınca yeni arayışlara girişti. İşte devletin en son saldırı
politikası, direnişçileri sokağa atmak oldu.
Evet
sokağa atıldık. Devlet "elimizde ölümler olmasın da, nerede ne
olursa olsun" diyerek pek çok insanımızı tahliye etti. Biz de bu
tahliye edilenlerdeniz.
Devletin politikası
açıktır. Hiçbir demogoji bu katliamcı politikayı
gölgeleyemez. Hastanelerden tahliyeler direnişin selameti için değil, direnişi
kırmak için devletin ikinci açmazıdır. Çünkü biz direnişimizi 20 Ekim’den bu
yana kesintisiz olarak sürdürüyor, direnişi halkımızın içine taşıyoruz.
Devletin hesapları
boşunadır. Direniş dışarıda ve içeride sürmektedir. Sürecektir.
Ölüm Orucu direnişimiz
ilk günkü talepleriyle sürüyor.Taleplerimiz kabul
edilinceye kadar direnişimiz sürecektir.
Ümüş Şahingöz,
Zeynep Arıkan
05.07.2001
Hakkında
Daha Geniş Bilgi İçin...